Kristal Denizaltı

28 Şubat 2013 Perşembe

"Son zamanlarda öyle bir hale geldim ki yine, bütün gün yatıp kitap okusam, kimse bana dokunmasa, bir kitap bitse diğerine başlasam, okusam da okusam..."

Son okuduğum kitap Ahmet Altan'ın Kristal Denizaltı isimli kitabıydı. Hala işten güçten roman okumaya başlayamadığım için, her türlü değişik içerikteki kitabı dener oldum. Ahmet Altan'ı ilk defa bu kitabıyla tanıdım. (Geç mi oldu ne?) Uzun zamandır, yazıları, sözleri beni bu kadar etkileyen bir yazara denk gelmemiştim. Hatta inanır mısınız, son zamanlarda okuduğum kişisel gelişim kitapları beni geliştiremediyse de, bu kitapla değişik bir adım hayatıma.

"Bazen en büyük öfkeyi en çok sevdiklerimize duyarız.
Bazen en yakınlarımız en çok acıtır canımızı.
Bazen en tutkulu aşkla bağlı olduğumuzdan en vahşi intikamı almak isteriz.
Bazen kendi duygularımızdan bile kuşkuya düşeriz.
Bazen sevdiğimiz kuşkulandırır bizi.
Sevgiyi,aşkı,mutluluğu saf ve lekesiz bir biçimde ele geçirmeyi başaramayız.
Hayat, bütün izlerin birbirine karıştığı ürkütücü bir ormana benzer bazen.
Böyle zamanlarda bir ses, bir işaret, bir yardım ararız yaşadıklarımızı ve bize yaşatılanları anlayabilmek için.
Bizim yaşadıklarımızı başka yaşayanlarda var mı merak ederiz.

Bu kitap, insan duygularının karmaşıklaşıp belirsizleştiği ilişkileri, o ilişkilerin içinde her an biçim değiştiren duyguları, içimizi yaralayan kıskançlığı, kendi mutluluğumuza kendi seçimlerimizle engel olduğumuz anları, kararsız kalmanın korkunç bir karar olarak hayatımıza yansımasını, şehvetin ruhumuzu zaptettiği o karanlık çağıltıyı, kimi zaman ele geçirdiğimiz mutluluğun ışıltısını, o mutluluğu kaybetmemize yol açan hatalarımızın geçmişimize uzanan köklerini anlatıyor bize."

yazıyor kitabın arka kapağında. Ben bu kadar güzel özetleyemezdim sanırım kitabın anlattıklarını, yazarın bize sunduklarını. Okuduğum her yazıda kendimden bir şeyler buldum. Kendimden olmasa da, etrafıma ait şeyler vardı kitapta. Şimdi diyorum ki iyi ki elime geçmiş bu kitap, iyiki okumuşum: Mutlaka siz de okuyun!

" Ölüm kötü şey, aşk çok güzel..."

Ufak Şeyleri Dert Etmeyin

23 Şubat 2013 Cumartesi

Huzurlu Olmak İstiyorsanız, Ufak Şeyleri Dert Etmeyin! Hepsi de Ufak Şeylerdir.

Sayfa Sayısı: 155

Kapağına bakar bakmaz hemen bir bilgi okuyorsunuz: "Amerika'da İlk Defa Bir Kitap Bir Yılda 5,7 Milyon Sattı" Hani bunu okuyunca da, vay arkadaş, hayatın sırrını falan açıklıyor herhalde adam diye düşünüp hemen okumalıyım moduna giriyorsunuz. Sonuç: Bir adım ileri, iki adım geri. Yani?

Öncelikle kitabın arka kapağına bir göz atalım istiyorum:

"Dert Etmeyin, Strese Girmeyin

Ufak Şeyleri Dert Etmeyin (Don't sweat the small stuff) Amerika'da yılın en çok satan kitabı oldu; 5 milyonun üstünde sattı. Ufak Şeyleri Dert Etmeyin'in yazarı, psikoloji alanında doktor ünvanına sahip Dr. Richard Carlson, stres yönetimi ve mutluluk danışmanı olarak dünyanın en önemli uzmanlarındandır. Ufak Şeyleri Dert Etmeyin iki yıl boyunca, Amerika'da en çok satanlar listesinin birinci sırasında kalmayı başardı.

2004'te San Fransisco Chronicle'ın, okuyucuları arasında, hangi kitabın hayatlarını değiştirdiğine dair yaptığı bir ankette, Ufak Şeyleri Dert Etmeyin birinci sırada yer aldı.

Bütün zamanların en hızlı tüketilen kitabı olarak adledildi.

2004 yılında, son 10 senenin en çok okunan kitapları arasında yerini aldı.

Dr.Richard Carlson'ın hayatımızı iyileştirmek için önerdiği 100 stratejiden birkaçının başlığı;

* Unutmayın ki, öldüğünüz zaman yapmanız gereken işler listesi hala dolu olacaktır.
* Kendinize şu soruyu sorun: 'Bir yıl sonra bunun bir önemi olacak mı?'
* Kimsenin sözünü kesmeyin; cümlesini siz bitirmeyin.
* Kendi cenazenize katıldığınızı farzedin.
* Sırf gırgır olsun diye, size yöneltilen eleştiriyi kabul edin.
* Olağan şeylerdeki olağanüstülüğü arayın. "

Şimdi en başta söylemem gereken şey, en hızlı tüketilen (!) bu kitap, benim için oldukça yavaş okuduğum, puffladığım hatta bazı yerlerde offladığım bir kitap oldu. Kitabın içinde 100 adet madde açıklamalarıyla birlikte bulunuyor ve bana sorarsanız yarısından çoğu kendini yineleyip duruyor.

Bir yerde çok feci kafama takılan bir soru oldu mesela. Yazar diyorki, bu hayatta herşeyin size bir şey öğrettiğini düşünün. Bir kuyrukta beklemenin ya da trafikte beklemenin size sabretmeyi öğrettiğini düşünün. Ben çoğu gün Merter trafiğine yakalanan ve saatlerce orada takılıp kalan biri olaraktan, tamam ilk seferde sabretmeyi öğrendim. Ya diğer zamanlarda? O anda trafikte harcadığım zamanı bana kim geriye verebilir ki? Dolayısıyla, kimse kusura bakmasın da bu madde benim için geçerli değil gibi duruyor. Çok mu agresif yaklaştım bu maddeye acaba?

Sonra mesela erken kalkın diyor yazarımız. Erken kalkınca daha mutlu olurmuşuz, herşey daha olumlu geçermiş o gün. İyi de ben en az 8 saat uyumadım mı acayip çirkef, çekilmez bir insan olurum. Onu geçtim, kafam toplamaz, iş yapamam ki.. Hadi bakalım, erken kaldırın da beni mutlu olayım! Hiç sanmıyorum!

Kişisel gelişim kitaplarını genelde sevmediğim için mi, yoksa yazarın Polyanna'dan beter olan görüşleri yüzünden mi bilmiyorum ama bir çok maddede hemen karşıt görüş ürettim, bu olmaz, bu yapılmaz diye karşı çıktım.

Hiç mi karşı çıkmadığın yer yoktı? diye sorarsanız, elbetteki vardı. Hatta hayalimi gerçekleştirdikleri yer vardı. Bir çok insanın değişik hayalleri var bu dünyada, benimki biraz değişik. Böyle bir organizasyonla birleşip, ayağımızda lastik çizmeler, ellerimizde eldivenler, elimizde poşetler, yerde, sokakta gördüğümüz tüm çöpleri toplamak isterdim. Gerçekten yere çöp atan insanlara çok kızıyorum, ama bazen etrafıma bakıyorum ki, çöp kutusu yokki. Yani tamam ben çöpümü cebime koyup eve getirdim, ama herkes getirmez ki! Yeterli sayıda çöp kutusu yok gibi duruyor etrafımızda. Ya da bana öyle geliyor bilmiyorum.

---------
Kitabı satın almak için:
Kitap Yurdu: TIK TIK
D&R: TIK TIK
Ya da bana müracaat edebilirsiniz.

Sevgiyle kalın.

Ama dün çok mutlu oldum ben!

20 Şubat 2013 Çarşamba
Geçenlerde "Anne Kedi" blogunda bir çekilişe katılmıştım. Hediye olarak kedili takvim ve kitap olunca kaçırmak istememiştim. Hani ben kedileri "annemmmm" diye seven, her gördüğüm yerde sevip mıncıklamadan duramayan ve her gece yatmadan mutlaka kitap okuyan biri olaraktan benim için çok güzel bir hediye olur diye düşünmüştüm: Tabi kazanabilirsem! :)

Ve sanırım o kadar içten istemişim ki şans bana da güldü ve çekiliş sonucu benim adım çıktı. Havalara uçtum sevinçten. :) Bu kadar istediği bir şey olup ta havalara uçmayan kim olabilir ki neticede?

Sonra ben kazanalı daha 2 gün olmadan çat kapı çaldı ve hediyem geldi. İnanın bu kadar erken beklemiyordum. O yüzden benim için 2. bir şaşkınlık ve sevinç evresi oldu bu. :) Ve kargo paketini açar açmaz, aman allahımmm oldum 3.kez. Bir insan bu kadar özenebilir mi hediye paketi yapmaya? Vallahi açmaya kıyamadım desem yeri var. Hem bu kadar çabuk gönderen hem de böylesine özenli bir şekilde paketleyen ve yollayan Anne Kedi blogu sahibesi Pınar hanıma buradan da teşekkür etmek istedim. Beni o kadar sevindirdi ki anlatamam. Ayrıca hediye paketinin içine koymuş olduğu iyi dilek kartı ve kalp çikolata için de ayrıca teşekkür ediyorum. Gerçekten çok önemsendiğimi hissettim ve gerçekten çok mutlu oldum. Bundan sonra sürekli takibinde olacağım blogunun ve bence herkes de olmalı. Mutlaka takip etmeli bu güzel sahibeyi. :) Bloga gitmek için --> TIK TIK

Peki ne geldi de sana bu kadar sevindin derseniz?

Öncelikle şu paketin güzelliğine bakın, insan açmaya kıyabilir mi? Vallahi zor açtım, kıyamadım bozacağım diye. :) İyi dileklerle dolu çıktı paketim ayrıca. Çok şanslı bir insan değilim ben ama işte bazen çok isteyince oluyormuş sanırım. Allah Pınar hanıma çok daha iyilerini,güzellerini nasip etsin. Gönlünden geçenlere sahip olmak nasip olsun inşallah.

Kedili takvimim nasıl ama? Her sayfasında farklı bir kedi var ve sayfaların hemen alt kısmında o kedinin hayat hikayesi var. Takvimin her yaprağını çevirdikçe kendimden geçtim, her seferinde "annemm,yirim seni yirim" diye söylendim durdum. :) Bu takvimi çok ama çok sevdim ben!

Kitabım ise Semerkant! Daha önce okumadım, o yüzden merak ediyorum acaba nasıldır diye. :) En yakın zamanda okuyup, yorumlamayı da ihmal etmeyeceğim tabiki! Ayrıca çok da güzel bir kitap ayracım var. Evde doğru düzgün ayracım yoktu inanır mısınız? Kağıt koyarım, bişiler koyarım ama normal kitap ayracım yoktu. O yüzden bu da benim ayrıca bir mutluluk kaynağı oldu. :)

Dediğim gibi Pınar Hanım'a tekrardan çok teşekkür ediyorum. Beni çok mutlu etti. Allah onu da mutlu etsin inşallah, karşısına hep kendisi gibi cömert, özenli ve mutluluk veren insanlar çıkarsın!

Sevgiler,

Kitap Severler Dikkat!

16 Şubat 2013 Cumartesi


İnternette gezinirken rastgele bir çekiliş haberine denk geldim. Okuoku sponsorluğunda düzenlenen ve kitap ödüllü bir çekiliş üstelik. Eh hal böyle olunca, ben de katılmazsam olmaz dedim. Sizde benle aynı fikirde misiniz?
Öyleyse alttaki yazıya dikkat kesilin. :)
Blog Hocam okuyucularına çekilişle kitap hediye ediyor. Okuoku.com sponsorluğunda düzenlenen bu çekiliş sonucunda 3 talihliye ödül olarak verlecek. Sosyal medya kullanıcısı veya blog yazarı olan herkes bu çekilişe katılabilir. Çekiliş Sayfası
 Sevgiyle kalın. :)

Mutlu Olmanın Yolları

10 Şubat 2013 Pazar

Son zamanlarda kişisel gelişim kitaplarına sardım. Daha önce de dediğim gibi aslında çok fazla tercih etmiyorum, sevmiyorum bu tarz kitapları. Ben daha çok roman okumaktan hoşlanıyorum. Ama işim, derslerim gereği kitap okumaya pek fazla zaman ayıramaz oldum, o yüzden de mecburen diyelim bu tarz kitaplara sardım. Diğer türlü başladığım roman yarım kalacak ya da okuma aralarım uzun olacağı için konudan zevk alamayacaktım. Kişisel gelişim kitaplarında en sevdiğim şey bu sanırım. Ne kadar aralıkla okursanız okuyun kitaptan ve konudan kopmuyorsunuz.

Mutlu Olmanın Yolları da, sanırım adından da anlaşılacağı üzere bir kişisel gelişim kitabı. Elimdeki 63.baskıya ait olan bir kitap. Siz düşünün artık ne kadar basıldığını. :)

Hemen öncelikle kitabın arka yüzüne bakalım:

"Mutluluğun keşfedilmemiş köşelerine sokulmak, el değmemiş kapılarını aralamak ister misiniz? Ve yaşamın hiçbir gözün görmediği renklerine dokunmak, derinlerinden kaçıp gelen tatlı sesine kulak vermek...

Bu kitap bir mutluluk ansiklopedisi adeta. Ona dair yapılmış tüm tanımlar, kelimelerin biçare kaldığı anlarda mutluluğa işaret düşen hikayeler, ünlülerden sözler, gerçek hayattan sayfalara yansıyan mutluluk öyküleri, güzel bir hayata dair tavsiyeler, deneyimler ve mutluluğa ilişkin her şey elinizdeki bu kitapta sizleri bekliyor.

Mutluluk veren terapiler ve detaylı uygulama bilgilerini de bulacaksınız bu kitapta. Renklerle, bitkilerle ve kristallerle terapi, meditasyon ve reiki gibi teknikler mutluluğunuza bambaşka bir boyut katacak. Sağlıklı yaşayarak mutlu olmanın yolları, doğadan gelen mutluluk sırları, şifa veren ve kendi kendinize uygulayabileceğiniz metotlar "Mutlu Olmanın Yolları'nda kapınızı tıklatıyor. Mutlu olmayı hak ettiğini düşünenler için... "

Kitapta genel olarak kısa iyilik ve mutluluk hikayelerine yer verilmiş, açıkcası bana sorarsanız beni öylesine çok derinden etkileyen bir hikaye yoktu kitap içinde. Bazı hikayeler hoşuma gitti sadece.

Hikayeler dışında, bitkilerle şifa bulma, kristallerle pozitiflik katma, meditasyonla rahatlama gibi şeylerden de bahsedilmiş. Örneğin daha önce Reiki lafını duymuştum ama tam olarak ne anlama geldiğini, nasıl olduğunu falan bilmiyordum. Bu kitap sayesinde bir fikir edindim. Mesela benim rahatsızlıklarım ve bünyem için her gün en az 1 adet havuç yemem ve en az 1 fincan Adaçayı içmem gerektiğini de öğrendim. Ayrıca, değerli taşları küvetinizde su içinde bırakırsanız bunun rahatlamanıza çok faydalı olacağını da öğrendim: baştan söyliyim henüz denemedim, çünkü benim değerli taşım yok! :( Bir gün olursa, deneyip yazarım onu da. 

Kısacası belki mutlu etmiyor bu kitap sizi hemen ama size yol gösteriyor, değişik şeyler öğreniyorsunuz gene de. Kişisel gelişim kitaplarından hoşlananlar için okunabilecek bir kitap diye düşünüyorum.

Son olarak merak edenler için kitabın içeriği şu şekilde:
1. Mutluluk Yaratma Sanatı
2. Mutluluk, Bizde Olmadan Başkalarına Verebileceğimiz Tek Şeydir
3. Reiki İle Mutluluk Yolunda
4. Aydınlık Bir Mutluluk İçin Kristal Terapi
5. Huzurlu Mutluluğa Giden Yol Meditasyon
6. Bitkilerle Tedavi ve Sağlıklı Beslenme
7. Ruhunuz Renk Terapisiyle Mutluluk Bulsun
8. Aromaterapi

Peki fiyatı nedir derseniz? Benim elimdeki kitap üzerinde şöyle bir yazı mevcut:
Türkiye: 4.95 YTL
Avrupa: 4.95 Euro
ABD: 8.95 Dolar

YTL yi falan görünce anlayacaksınız zaten ne zamandır kitap bendeymiş diye. :)
Satın almak isteyenler için:

Kitap Yurdu:  TIK TIK
Nadir Kitap: TIK TIK
Kitap Elinizde: TIK TIK
Ayrıca isteyen bana da müracat edebilir. :)

Sevgiyle kalın.

Tavuk Dünyası: Kutlama Yemeği!

5 Şubat 2013 Salı

Dün konferansa yolladığımız paperımızın ilk eleme sonucunu aldık ve 247 paperdan 88 paperın 2.eleme için seçilmiş olduğunu öğrendik! : ve seçilen paperlardan biri de bizimkisi! Dolayısıyla, dün akşamdan beri pişmiş kelle gibi sırıtıp duruyorum etrafta, kimi görsem bak böyle böyle oldu diye başının etini yiyorum. Çok heyecanlandım, ne biliyim başıma ilk defa böyle bir şey geliyor. :)

Bu arada geçenlerde Tavuk Dünyası'nın Facebook platformu üzerinde yapmış olduğu çekilişe katılmıştım, oradan da 2 adet soslu tavuk menüsü kazanmıştım. Hem bu hakkımızı değerlendirmek, hem de paperın ilk sonucunu kutlamak için de çıktık, gittik yemeye. :) Yeri de Capacity olunca tabi, ulaşım sıkıntısı falan olmaksızın, mis gibi yedik yemeğimizi.(Yarasın!)

Aslında bu arada paperımdan bahsetmem gerekir belki ama bu postu yazma amacım tamamen Tavuk Dünyası hakkında izlenimlerimden bahsetmek! İlk defa gittiğim bir yer, dolayısıyla en başta biraz çekincelerim vardı. Üstüne üstlük hani gerçekten yemek vericekler mi, yoksa 2 tane kıçı kırık tavuk mu vericekler gibi bir sürü düşünce vardı kafamda. Ama hiç de düşündüğüm şey çıkmadı.

Gittiğimiz ilk andan itibaren, tüm çalışanlar gerçekten çok ilgili bir şekilde davrandılar. Kazanmış olduğumuz yiyeceklerimiz herkesin parasıyla aldığı standart boyda geldi. Üstelik Facebook sayfasında "soslu tavuk" kazandınız şeklinde belirtilmesine rağmen, istediğimiz yiyeceği seçebileceğimiz söylendi. Facebook'ta belirtilmemiş olan istediğimiz içecekler de servis edildi. Bunlar dışında özel bir sosa sahip patates getirildi masanın ortasına ikram olarak. Yemek sonrasında çay da ikram edelim denildi ve bunu 1000 kişi için yaptıklarını söylesem size? Gerçekten bu işin altından çok iyi kalkmışlar, menüleri gayet güzel, tadı yerinde. Normalde de zaten tavuklar "Beypiliç" firmasından geliyormuş, tamamen yerlilermiş. (Bunları da ilk defa öğrendim tabiki.) Kısacası demek istediğim adam yerine konup, paranızın karşılığı olan yemek istiyorsanız, Tavuk Dünyası tam size göre bence.Üstelik menüleri de oldukça büyük, gayette doyuyorsunuz! (Bana fazla bile geldi. :))

Son olarak servis elemanlarından Rahşan hanıma ve müdürleri Deniz beye buradan teşekkür etmek isterim. Gerçekten bu tarz kişilerle çalıştıkları sürece, Tavuk Dünyası çok iyi yerlere gelecek ve çok daha fazla büyüyecek bence.

Firmanın sitesi için --> TIK TIK 
Firmanın Facebook sayfası için --> TIK TIK
Firmanın Twitter hesabı için --> TIK TIK 

Sevgiyle kalın,

Bu kitap sizi milyoner yapar

3 Şubat 2013 Pazar
Babam merak edip almış, al oku milyoner ol dedi dalga geçmek için bana. :) Ben de bu dönemlerde fazla vakit bulamadığım ve öyle bir hikayeye dalıcak kafa bulamadığımdan, çerez niyetine başladım okudum bu kitabı. Genelde bu tarz kitapları seven bir insan değilim ama adını okuyunca merak ettim. Neymiş ki acaba, ne anlatıyormuş ki diye başladım okumaya kısacası. Sonuç olarak bu kitap beni milyoner yapmadı, açıkcası söylemek gerekirse bana pek bir faydası da dokunmadı. Çünkü benim ilerlemek istediğim alanla ilgili değildi. Yani ben akademik olarak ilerlemek istediğim için bana yol gösterici olmadı. İleride satış işiyle uğraşacak kişilere ise faydalı olabilecek bir kitap diye düşünüyorum.

Arka kapağı şu şekilde:

"Büyümeye istekli olmak ve zirveye yerleşmek, iş alanında yer alan herkesin hedefidir. İster bir banka müdürü, avukat ya da muhasebeci olun; yeni müşteriler ya da müvekkiller kazanmak ve onlarla olan ilişkilerinizi sürdürmek ana sorumluluğunuzdur. Yine de pek çok kişinin "satış" işlerine karşı doğal bir korkusu ya da nefreti vardır.

Yeni bir iş hayatı kazanmak, işini ilerletmek isteyen fakat doğru tecrübe ve eğitime sahip olmayan herkese, ilham verici yollar gösteriyor. Richard Denny, size zorlayıcı ya da saldırgan olmadan nasıl satış yapacağınızı anlatıyor. Ayrıca müşteri kazanmanın ve elde tutmanın tüm önemli yönlerini ele alıyor. Kitabın ilk sayfasından, sonuna kadar; size ilham verip motive ederek, başarılı olmanız için gereken yeteneği ve güveni kazandırıyor.

Richard Denny, birçok eser yazmıştır ve otuzun üzerinde eğitici video yayınlamıştır. Selling to Win, Succeed For Yourself, Motivate To Win, Speak For Yourself, Communicate To Win adlı beş kitabı uluslararası çoksatanlar arasına girmiş; 46 ülkede satılmış ve 26 dile çevrilmiştir."

Benim izlenimlerime ve aldığım önemli notlara gelince:

* Yan ürün satışı önemlidir.
* CRM ile müşteri kaybı engellenmelidir.
* Empati yapmak başarı için mutlaka gereklidir.
* Dengeyi bulmalısınız.
* İkna kabiliyetinizi geliştirmelisiniz.
* Duygusal Zeka önemli bir yer kaplar.
* Zaman yönetimi önemlidir.
* Beden dilini doğru kullanabilmeli ve doğru anlayabilmelisiniz.
* Planlı olmak gerekir.
* Belli bir stratejiniz olmalıdır.
* Müşteri ve satış odaklı olmak önemlidir.
* Asıl gerçekler hata yapılarak öğrenilir.
* Doğru soru sorma becerisi elde etmelisiniz.
* Olumlu düşünün, olumlu olsun.
* İlişkilerinize değer verin.
* Beynimiz bizim en kıymetlimiz...

Aslına bakarsak, çoğumuzun bunları daha önceden de duyduğunu düşünüyorum. Bu konularda bir şeyler öğrenmeye çalışmak ve bu konularda kendini geliştirmek benim için sıkıcı iş. Belki de o yüzden normal iş hayatını istemiyorum, kim bilir.

Satın almak için:
İnsancıl Sahaf --> TIK TIK 
Türk Kitabevi --> TIK TIK 
Nadir Kitap --> TIK TIK 
Ya da bana ulaşabilirsiniz. :)

Sevgiyle Kalın,