H&M Kombin Önerisi

11 Temmuz 2013 Perşembe
Evet sonunda modaya da el attım. Tamam kabul, herkes bildiği işi yapmalı ama sonuç olarak hoşuma giden şeyleri paylaşmayı seviyorum. :) O yüzden de arada bir böyle kombinler paylaşabilirim bence. O kadarcık da hakkım olsun. :)

Kombin paylaşma fikri nerenden çıktı diye soran olursa da, bugün twitter üzerinde bir yarışmaya katılırken oluşturduğum bir kombin sonucu, aa güzel parçalar buldum yaa bence bunu blogta da paylaşmalıyım dedim ve işte şimdi o kombin burada okuyucularla buluşuyor. :)

Resimde gördüğünüz tüm ürünleri H&M den buldum (evet yarışmada onlara aitti. :))

Şimdi size aksakta olsam, çok fazla derinlemesine kavram bilgim olmasa da kombin ürünlerimi tanıtmak isterim efenim.

* Kombinin ana parçası kalem etek! Eteği görür görmez vuruldum, çok güzelmiş bu yeaa moduna girdim ve tüm kombini bu etek üzerinde oluşturdum. :)  Üstelik fiyatı da gayet uygun bence. :) 24.95 TL ye sahip olabilirsiniz bu eteğe! Bakıp, incelemek için TIK TIK

* Sonra etek üzerine bir bluz lazım oldu tabi. :) Hem eteğin içine konulabilir, hem de eteğin üzerinde bırakılabilir, hem de etek siyahlı ya birazcık kombinin renkleri açılsın diye üzerine beyaz, zımba detaylı bir bluz seçiverdim. Zımba detayları da iyice vazgeçilmezlerden oldu değil mi? Gerçi bazı ürünler üstünde öyle çok kullanıyorlar ki, insanın hoşuna gideceğine bu ne yaa oluyor. :) Bluzun fiyatı da 34.95 TL (Benim için birazcık pahalı, bluzlarıma bu kadar para vermiyorum ben, çok mu cimriyim nedir? :D) İncelemek için TIK TIK

* Üstümüz tamam, sıra geldi bi ayakkabı bulmaya :) Eteğe uyumlu yazlık bir sandalet buluverdim hemencecik. Üstelik daha ilk bakışta sandalet gözüme yumuşacık ve rahat gözüktü. Bir de pembeli, morlu olanı vardı ama koyu renkleri daha çok seven ben için bu tercih edildi.:) Onun da fiyatı 34.95 TL. Bluzla aynı fiyatta, eh bu durumda bana hangisini almak istersin diye sorsanız tabi ki tercihim ayakkabıdan yana olur ;) İncelemek için TIK TIK

* Ayakkabıyı da hallettik, çantasız olmaz! Bu çantayı çok sevdim. Gerçekten modeli, deseni, tarzı her bişeyi tam benlik! Onun da fiyatı 69.95 TL! İncelemek için TIK TIK

* Aksesuarsız olmaz dimi ama? Özellikle bileklikler oldukça tercihim şu sıralar :) O yüzden de bu kombine de ekleyiverdim. :) 5'li bileklik 9.95 TL. Fiyatını da gayet iyi buldum! İncelemek için: TIK TIK

* Ve son olarak makyaj! En son Watsonstan aldığım Lip Gloss ile aşk yaşamaya başlayınca, bu kombine de bi lip gloss iyi yakışır diye düşündüm ve ekleyiverdim. Fiyatı 6.95 TL. İncelemek için TIK TIK

Bir de far var tabii. Farı günlük kullanımda çok fazla tercih etmiyorum ama bu kombine gider diye düşündüm ve far renklerini de kombine uydurmaya çalıştım. :) 5'li göz farının fiyatı da 9.95 TL. İncelemek için TIK TIK

Bu seferlik bu kadar. Bundan sonra canım sıkıldıkça kombin de ekleyeceğim :))
Sevgiyle kalın.

Yaz Mevsimi : Oje Temizliği

8 Temmuz 2013 Pazartesi

Malum yaz gelince ( gerçi bizim anneler bahar yapar ama! ) ben de ufaktan temizlik yapayım dedim. Tüm ojelerimi elden geçirdim. O kadar eski zamanlardan kalma ojeler buldum ki, şaşırdım kaldım. Artık ne kadar uzun zamandır kontrol etmemişsem onları! Ancak şunu farkettim ki, bir çoğu hala normal, hiç koyulaşmamış, topak topak olmuyor sürerken. Ama resimde de görmüş olacağınız gibi bazılarında "çökme" meydana gelmiş. Elimde sallayınca, azcık sağa sola kaydırınca düzeliyor ama! Sanırım ojelerin ölmemiş olmalarını bir çoğunu buzdolabında saklıyor olmama bağlamalıyım. =)

Bu gördükleriniz, o kutu içinden sağlam çıkamayanlar. Judi markalı ojelerin bir çoğu ölmüştü. Nereden, ne zaman alındıklarını bile hatırlamıyorum o derece ama. =)

Şurdaki Golden Rose 2000 numaralı mavi ojenin bozulmuş olmasına çok üzüldüm mesela. Çok severek kullandığım bir oje ve renkti. Ama öyle bir koyulaşmıştı ki, ele sürmek imkansız hala gelmişti.

Biten ojelerimin hala duruyor olmasına ne demeli peki? Resimde görülen 3 adet parlatıcı (renksiz) oje mevcut ve içlerinde yok denecek kadar az oje var. Ne demeye onları bugüne kadar saklamışım, cidden ben de merak ediyorum. :)
Bunlar ise o kutudan sağlam bir şekilde kurtulanlar. Böyle yukarıdan çektim, markaları falan gözükmüyor biliyorum ama zaten zamanla hepsini sürüp anlatacağım için ( bendeki bu post girme tembelliği varken, uzun bir zaman demek oluyor tabi bu :)) göstermedim kasıtlı olarak. :) Ama şunu söyleyebilirim ki, sağlam çıkan ojelerin markaları çoğunlukla Flormar ve Linette. Linette'yi bilmeyen olabilir, bilmem kaç yıl önce Amerikadan alınmıştı. Türkiye de var mı yok mu hiç bi fikrim yok ama bugüne kadar sağlam kalmış olmaları çok da kötü bir marka olmadığını anlatıyor bence. :)

İşte kısacası böylece biten / koyulaşan ojelerim gitti, geriye sağlamlar kaldı. Bir oje temizliği de böylece sona erdi. =)

Sevgiyle kalın.

Ruhlar Başka Sever

4 Temmuz 2013 Perşembe
Tüüü sana demeyin ama okuduğum ilk şiir kitabı bu benim. Adıma imzalı olarak hediye edildiğinden de aslında pek bir anlamlı!

İlk olarak itiraf etmek istediğim bir şey var: Kitap elime geçmeden önce, yazarın ismini duyduğumda 50-60 yaşlarında biri tarafından yazıldığını düşünüyordum. Neden böyle bir düşünceye sardım, gerçekten bilmiyorum ama kesinlikle bu yaşı bu kitaba ve yazara çok yakıştırmıştım. Kitap elime geçince ise yazar hakkında bilgi sahibi olma şansı yakaladım ve yazarın düşüncemin aksine oldukça genç olduğunu öğrendim: 1986 doğumlu! :)) (Buradan ne kadar başarısız bir tahminci olduğum sonucu çıkabilir. :))

Kitabın kapağını beğendim; ilk gözlemim, üzerinde melek figürünü görmek olunca (melek kanadı desek daha mı doğru olur?) hımm evet bu güzel bir fantastik roman olsa gerek fikrine kapıldım ve bu tahminimde de yanılmış oldum. :)

Daha önce şiir kitabı okumadığım için, bir şiirin ne derece iyi ya da ne derece kötü olduğu konusunda mukayese yapabilecek bir birikimim yok. O yüzden kendi beğenime göre bir yorum yapmam gerekirse, evet bazı şiirleri oldukça beğendim. Şair, burada kendisini çok güzel ifade etmiş dedim. Bazı yerlerde ise, ıhh buna tarz bir şeyi zaten yazmıştı, biraz kendini tekrarlamış sanki moduna girdim.

Kitaba bütün olarak bakarsak, keyifle okudum evet, ama bir roman okurken ki (hele ki beni sürüklüyorsa!) keyfi bulamadım. Bir oturuşta bitiriverdim kitabı. Bir şiir kitabını böylesine bir hamlede okumak, onu tüketmek demek mi? Anlamadan ya da özümsemeden okumak demek mi? Eğer öyleyse, şiir özümsemek bana göre değil, bu sonuca varabilirim. :)

Şiirlerin ortak bir noktası var: Birini çok seven şair, aşkına karşılık bulamamış. Karşılık alamadığı gibi, sevdiğinin, sevildiği için üzüntü içerisinde olduğunu düşünüyor. Genel konsept bu. Yani eğer hali hazırda bir platonik aşık iseniz, bu kitap size göre olabilir. :)

Ayrıca gözüme çarpan bir nokta da şu oldu: Şair bir çok şiirinde "elmacıkların ıslanmasından" bahseden cümleler ( mısra ? benim için cümle işte; o kadar detaylı kavramlarından anlamam ben. :)) kullanmış. Bu da bence yeni bir şiir yaratma konusunda ya da yeni şiirini okuyucuya anlatma, okuyucunun içine işleme sırasında biraz basitlik katmış.

Kitabın arka kapağında da şöyle bir dize(!) mevcut:

"Senin arşta sandığın mutluluk
Yüzündeki tebessümde gizliydi
Ben yürek derinliğinde ararken
Sen dudaklarda sandın
Tenlerin konuşması sanıyordun
Oysa aşk, ruhların birleşmesiydi."

Sevgiyle kalın.

Bu Egoları Şişirsek de mi Saklasak?

2 Temmuz 2013 Salı
Oysa kitabın kapağını da adını da beğenmiştim, bir merakla başlamıştım kitaba...
AMA
Beğenmedim. Yapmacık geldi. Çok fazla soyut kavram kullanmışlardı bana göre; bu yüzden anlamadım. Kafam karıştı, okudum geçtim sadece. Sanırım kişisel gelişim kitapları da bu yüzden bana hitap etmiyor: çünkü anlamıyorum!

Kitap soru-cevap üzerine kurgulanmış. Cevapları evli bir çift (yaşam koçları) veriyor. Şimdi burada bir benzetme yapacağım ama lütfen kimse kusura bakmasın, sadece bana şunu anımsattı: True Blood izleyenleriniz bilir, orada vampirlere karşı olan ve babası öldürülmüş bir peder ve karısı vardır. Heh işte bu evli çiftin cevaplarını okurken, sanki cevaplar o karakterlerden geliyormuş gibi hissettim. Kafamda canlanan yüzler, mimikler hatta ses tonları onlara aitti.

Sorular çok mantıklı geldi. Hatta ilgimi bile çekti soruların çoğu. Evet bu benim de merak ettiğim bir soru diyebileceğim sorular vardı. Oysa cevaplar, verdikleri örnekler dışında anlamsız geldi bana. Bundan daha önce 2 kitap daha yazılmış. Sanırım onları okumadan, bu kitap anlaşılamaz bir durumda. He tabi siz daha önceden ÖZ, EGO, EVREN, OLUMLAMA gibi kavramların gerçekten neyi ifade ettiğini biliyorsanız ve yoga falan yapıyorsanız bir nevi anlama şansınız olabilir. Benim gibi bu kelimelerin bile gerçek karşılıklarını bilmeden okumaya kalktığınızda ise "fosss". :) O yüzden bu kitap hakkında tavsiye ediyorum/etmiyorum tarzında bir yorumda bulunamayacağım.

Kitabın arka kapağı şu şekilde verilmiş:

"Mükemmel bir ilişki,
Mükemmel iş,
Mükemmel kazanç,
Mükemmel dostluklar,
Mükemmel aile ilişkileri,
Mükemmel bir hayat,
ASLINDA YOKTUR...
    Varolan ilişkinize, işinize, dostluklarınıza, aile ilişkilerinize, hayatınıza MÜKEMMEL bir bakış açısı vardır.
    Biz bu kitapta, "kendi mükemmel" bakış açımızı paylaşıyoruz sizlerle. Bizim hayatımızı, tek kelimeyle, MÜKEMMEL hale getiren bakış açımızı. Hangilerine inanacağınız, hangilerini uygulayacağınız, hangilerine sırtınızı döneceğiniz, tamamen size kalmış.
    Teorilerden uzak, sadece yaşanmışlıkların paylaşıldığı yolculuğumuza, sizleri de davet ediyoruz.
Hoşgeldiniz.
Aykut & Esra"

Sevgiyle kalın.