Kırmızı Bisiklet

2 Ağustos 2012 Perşembe
 Kitap o kadar uzun zamandır elimde ama şimdiye kadar hiç okumamıştım. Sanırım yazarından kaynaklı: Can Dündar. Ne hikmetse pek sevemiyorum Can Dündar'ı, bir türlü yıldızım uyuşmadı. :)

Kitabı elime aldığımda her zaman yaptığım ilk şeyi yaptım ve kitabın arka kapağını okudum. Okudum ama resmen içim bayıldı! Aha dedim felsefik sözlerle dolu, uzun uzun cümleler, betimlemeler, açıklamalar... Anlamak için bir milyon yıl kafa patlatmak, her söze ayrı bir anlam yüklemek gerekecek. E zaten Can Dündar'ı da sevmiyorum, aha kitabı okumak bana eziyet olacak diye diye bir ön yargı ile başladım. İlk bir kaç sayfası cidden bana felsefik geldi, öf pöf oldum. Ama sonraları hiç de felsefe yapılmadı, hatta çok güzel bir anlatımla devam etti. Kimi hikayede gözlerim doldu, kimi hikayede yeni bir şeyler öğrendim, kimi hikayede şaşırdım. Kısacası ne umdum ne buldum. Kötü zannederken, aksine çok beğendim.

Kitapta kısaca ne anlatılıyor diye bahsetmek gerekirse, direkt Can Dündar'ın bir cümlesini kullanmak isterim: "Bu kitapta babasından aldıklarını oğluna devretmeye çalışan bir oğlun yazılarını bulacaksınız." Bu bağlamda bence bütün baba olacak adaylar, babalar, dedeler okumalı bu kitabı. Erkekleri geçtim, herkes okumalı bence. Bilinçlenmek, ilerlemek, susmamak adına... Herkes okumalı!

0 yorum:

Yorum Gönder