Özel Bir İlişki

23 Nisan 2013 Salı

İlk gözlemim kitabın kapağıyla ilgili. Öyle ki kitabın kapağına kanmış olsam belki de almayacaktım bu kitabı ben. Çok sade, gösterişsiz ve konuyu özetlemeyen, konuyla bir bağlantı sunmayan bir kapak seçimi yapıldığına inanıyorum. Kitabın kapağında sadece bir terlik mevcut! Özel bir anlamı olduğunu da düşünmediğim için bu kapak geçer not alamaz! :)

İkinci gözlemim kitabın adıyla alakalı. "Özel bir ilişki" derken? Nedir yani? Yine tam bir kapsayıcılığı yok. Sanki isim bulamamışlar da amann isim ne olursa olsun demişler de öyle koymuşlar bu adı. Bende öyle bir izlenim yarattı. :)

Üçüncü olarak söyleyebileceğim şey: Bu kitabı benden önce annem okumuştu ve sıkıldığını söylemişti. Bende ise tam tersi etki yarattı, nasıl bitireceğimi şaşırdım. :) Belki konusu annemi sarmadı ya da yaşı itibari ile ona hitap etmedi. Belki de benim kadar kitap okumayı sevmiyor. :) Dolayısıyla kimimize göre sıkıcı gelen bir kitap kimimize göre en iyi kitaplardan biri olabiliyor. Biraz zevk meselesi bence. Bunu da dikkate almak lazım. ;)

Kitabın konusunu çat diye anlatmak istemiyorum ama konu şu şekilde diyebiliriz: Evlilik, çocuklu hayata geçiş ve yaşanan sıkıntılar, bir annenin depresyona girmesi falan. Dolayısıyla anne olacak adaylar eğer etkileneceklerini düşünüyorlarsa okumasınlar ama etkilenmeyeceklerinden eminseler onlara iyi bir yol gösterici de olabilir. :) Kitap biraz "aşk", biraz "dram", biraz "üzüntü", biraz "dram", biraz "mücadele"...

Kitapta ana karakter bayan (Sally). Ve bu karakterin başına gelenler öyle detaylı ve gerçekçi anlatılmış ki bu kitabı kesinlikle bir bayan yazmıştır izlenimi yaratıyor. Yazarın erkek olduğunu öğrendiğim an, yok artık cidden bu olamaz dedirtiyor. (Bana dedirtti yani!)

Kitapta dikkatimi çeken başka bir şey ise "Amerikalı" ve "İngiliz" ayrımının oldukça tekrarlanması. Açıkçası neden bu derece bir ayrımcılık var bilmiyorum ama gerçekten farklılıkları mevcutmuş onu anladım.

Ayrıca bir uyarı yapmak isterim ki, bu kitap bayanları "feminist" olma yoluna sokabilir! Tabi eğer gerçekten etkilenirseler. Ki bence oldukça gerçekçi yazımı sebebiyle etkilenme şansları yüksek :) Tabi her ne kadar etkilenme şansı olsa da okumadan duramadığım, ara verdiğim zamanlarda dahi yaa şimdi ne olacak diye beni merakta bırakan, olaylar karşısında benim de sevinip üzüldüğüm bir kitaptı. Oldukça beğendim, tavsiye ederim.

Hoşuma giden 2 cümleyi de paylaşmak isterim:

"Kendimizi, kader yolculuğunda kontrolü sağlayan kaptan olduğumuza ne kadar inandırmak için kandırsak da gidişat bizi, kendimizi bulmayı asla beklemediğimiz yerlere ve durumlara, önüne geçilmez bir şekilde itip duruyordu."

"İçinizde hapsettiğiniz tüm acıların yok olması için ağlamanın tek çare olduğu söylenir."

Gördüğünüz gibi, bu şekilde belki de biraz felsefeye kaçan cümleler de içeriyor kitap. Genelde uzun anlatımları, felsefik cümleleri pek sevmem ama bu kitaptaki uzun cümleler bile hoşuma gitti. :)

Son olarak kitabın arka kapağı da şu şekilde:

" Sally Goodchild kendi dilinin konuşulduğu ama çok yabancı olduğu Londra'da tüm hayatı altüst olan bir kadın.

Otuz yedi yaşındaki Amerikalı gazeteci kendini birden bire, Kahire'de görev yaparken tanıştığı İngiliz dış haber muhabiri Tony Hobb'la evlenmiş ve hamile bulur.

Başlangıçtan beri Sally'nin hem Tony'le ilişkisi hem de Londra'yla ilgili tedirginlikleri vardı. Kocasını ve onun şehrini, hayal ettiğinden çok daha yabancı buluyordu. Problemleri çok geçmeden kabusa dönerken, her şeyin ondan alınabileceği ve ona karşı kullanılabileceğini anladı. "

Sevgiyle kalın.

0 yorum:

Yorum Gönder